Kadın ve Be(de)n



Kadın Ve Be(de)n

Otorite karşısında güçlü bir duruşu ve kendi kendinin sahibi olmayı açık dillilikle savunan ‘Ben-im beden-im’ yaklaşımı, sanat alanında özellikle 1960’lı yıllardan sonra karşımıza çıkan kadın sanatçıların kendi bedenlerini araçsallaştırarak görünürlük güçlerini arttırdıkları bir tercih meselesi gibi durmaktadır. Bu nedenle bu çalışmalarda sanatçının kendi bedenini araç haline getirmesi sanatsal ve yaşamsal bir eylem olmaktadır. Sanatta ve yaşamın her alanında edilgen bir (s)imge ol(ma)mak üzere mücadele eden kadın figürü, klasik, eklektik ve yorumsamacı bir dille sorgulanmış, hem eleştirel hem muhafazakar feminist kadın duyarlılığı sergilenmiştir. Biçim ve içerik olarak hem o, hem bu diyerek postmodernist olduğu iddia edilebilecek yapıtlar ortaya koyulmuştur. Bu iddia, kişinin kendine yabancılaştığı günümüz dünyasında ‘insanın dişi cinsiyetlisi kadın’ın iç dünyasına girmekte; ahlaki, dini ve kültürel anlamda tarihsel bir seyirden ibaret kadın temsillerinden bahsetmekte;  kabul edilebilirlilik arzını tema olarak işlemektedir. Kübizmden beri sanatçıların amacına uygun her aracı kullanabilmesi özgürlüğünün benimsenmesi ve günümüzde yaygınlaşmış fotoğraf, video ve teknolojik birçok malzemeden yana tercihte bulunulması da postmodern görsellik arz etmektedir.
Kendimizi eril bakışın fantazmalarından oluşan kadın imgeleriyle kuşatılmış halde bulmaktayız. Bu türden rahatsız edici ifadeyi kendini başkasına anlatma mecburiyeti hisseden ve kendisinden başkası olan kadın bedeni örnekleri ile desteklemek ve olumsuzluğu görünür kılarak aşmayı talep etmek üzere bir dizi kompozisyon oluşturulmuştur. ‘Sanatçının kendi bedenini kompozisyona dahil etme özgürlüğü’ bir zorunluluk olarak benimsenmiştir: ‘özne olmanın kendisinin’ ve ‘çevresi ile kuşatılmış öznenin’ birbiri ile çelişik deneyimlerinden faydalanılmaktadır. Klasik biçim dili, eklektik ve yorumsamacı bir dile evrilmekte, algılama ve alımlama için bildik formların heyecan uyandırma potansiyelleri göz önüne alınarak, önce sıradanlığa ve sonra da tepkiselliğe yol açacak şekilde kullanılmaktadır.
            Tarih boyunca dünyada ve Türkiye‘de yaşanan sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik gelişmeler kadın imgesinin bazen kutsal bazen teşhir amaçlı nesneler gibi farklı şekillerde algılanmasına neden olmuştur. Yaşanan üzücü hadiselerden de anlayacağımız üzere kadına yönelik algı ve bu algıya yönelik bilgiyi, bilinç düzeyine yükseltmek artık şarttır. Kadının kimliğini bulmayı amaçladığımız bu sergide geleneksel olan, çağdaş olanla yeniden yorumlanıp modern tekniklerle birleştirilmiş ve  eser halinde seyirciye sunulmuştur. 

Hatice Karaca, “Kraliçelere layık hayatı bekleyen prenses”, müdahale edilmiş fotoğraf, 105x75 cm, 2014


Hatice Karaca, “Çark-ı felek ya da feleğin çemberinden geçmek”,müdahale edilmiş fotoğraf,   110x150 cm, 2014.


Hatice Karaca, “ Biçimlendirilebilir fantazmagorik beden”  , t.ü.y.b., 164x116 cm., 2012


 Hatice Karaca, “ – kapıdaki bu üç kadın, görücü galiba…!”, 100x150 cm, 2014.


Hatice karaca, “Teslimiyet”, müdahale edilmiş fotoğraf, 120x90 cm, 2014


Hatice Karaca, “Ötekileşmeye karşı bir duruş”, müdahale edilmiş fotoğraf,  130x100 cm, 2014

Yorumlar

Popüler Yayınlar